İnternette vakit geçiren her modern insan temel siber güvenlik ilkelerine aşinadır, ancak dünya genelinde insanların ihtiyaç duyduğu bir uydudan sorumlu olduğunuzu düşünün. Böyle bir durumda birkaç ayda bir şifrenizi değiştirmek ve hayırlısını dilemek yeterli bir tedbir olmayacaktır.
Savunma ve hava-uzay üzerine çalışma yapan bir grup firmadan oluşan Hava-Uzay Sektörleri Birliğinin başkanı Eric Fanning, Space.com’a verdiği ifadede siber güvenliğin gerçekten de ülkelerin uydularını korumak açısından dikkate alması gereken bir tehdit olduğunu söylüyor.
“Uydular yalnızca askeri araçlardan ibaret değiller. Gündelik yaşantımızda yaptığımız pek çok şeyin gerçekleşmesi uydulara bağlı” diyen Fanning GPS, telefon ve uydu altyapısı üzerine temellenen güç şebekelerini buna örnek olarak veriyor. Ayrıca uyduları ne kadar çok kullanırsak, sebebi ne olursa olsun bu özelliklerden herhangi birinin kaybı da potansiyel olarak o kadar daha zararlı olur.
Ancak örneğin bir uyduya fiziksel olarak çarpmanın aksine, siber saldırıların çoğu zaman izini sürmek zor. Saldırılar ayrıca doğrudan yıkım yerine daha sinsi olabiliyor. Bu da bu tür saldırıları bozguncular için özellikle cazip hale getiriyor.
Fanning sözlerine şöyle devam ediyor: “Genelde birisinin uzay konusundaki yetkinliklerine zarar vermek istiyorsan, mümkünse bunu kimliğini belli etmeden yapman gerekir. Bir saldırının atfedilebilmesi, bir kimsenin bir şeyi kullanma eğilimini gerçekten azaltıyor, zira karşılık vereceğinizi biliyorlar”.
Uydular ayrıca savunması kolay olan tek bir giriş noktası yerine çeşitli korumasız noktalara sahip. Fanning şunları ekliyor: “Uydu basitçe uzayda izole bir şekilde durmuyor. Etkili olabilmesi için iletişim kurması gerekiyor. Uydular yerden kontrol ediliyor ve uydudan gelen bilgiler yeryüzü aracılığıyla aktarılıyor, dolayısıyla bu ağlara girebilirsen siber saldırıda bulunmak için kapıya dayanmış olursun”.
Benzer şekilde, uydular fiziksel zarara kıyasla yorumlaması daha zor olabilen farklı türde saldırılara karşı korumasız kalabiliyor. Fanning bunu şöyle açıklıyor: “Yeryüzünden uyduya giden veya geri gelen sinyallerle oynayabilirsin. Veya onları bozabilirsin, ki bu potansiyel olarak daha zararlıdır. Böyle bir durumda ister istemez komple uydunun değerini sorgulamaya başlarsın.
Kazara veya kasıtlı meydana gelen çarpışmalar gibi diğer uzay tehditlerine kıyasla, siber güvenlik söz konusu olan daha çok sayıda potansiyel aktör nedeniyle daha karmaşık. Siber saldırılar yeryüzünden yapılabiliyor ve saldırganın uzay birimlerine sahip bir ülke olması gerekmiyor.
Aslında saldırganın bir ülke olması dahi gerekmiyor. Fanning’e göre “Devlet dışı aktörler bilgimiz dahilinde olan nükleer silahlara sahip değil. Ancak bu, siber dünyaya girmenin önünde daha az engel olduğu anlamına geliyor”.
Buna karşın Fanning uydular üzerindeki siber saldırı tehdidine karşı bazı potansiyel yaklaşımlar da görüyor. İlk olarak uluslararası anlaşmalarda siber uzay konusunu daha iyi bir şekilde ele alma fırsatının olduğunu söylüyor.
Ardından, giderek daha ufak hale gelen ve yapım maliyeti azalan uyduların yaygınlaşması söz konusu. Ufak uyduların bu şekilde yaygınlaşması özel uyduların kasıtlı olarak veya kazara çarpışma riskini artırabilir. Ancak büyük, pahalı modellerin artık kullanılmaması, özel uyduların ikame edilmesinin daha kolay olacağı ve sebebi ne olursa olsun özel bir uyduyu kaybetmenin eskisi kadar büyük bir sorun olmayacağı anlamına geliyor.
Fanning sözlerini şöyle noktalıyor: “İşte bu önemli bir koruma tedbiri”.
Kaynak: www.space.com